GATA nın Yeniden Kurulması İçin Kanun Teklifi
Kapatılıp Sağlık Bakanlığına Devredilen Gülhane Askeri Tıp Akademisinin Yeniden Kurulması ve Sağlık Bakanlığı ile Sağlık Bilimleri Üniversitesine Devredilmiş Olan Askeri Kurum ve Kuruluşların Milli Savunma Bakanlığı İle Gülhane Askeri Tıp Akademisine Devredilmesi Hakkında Kanun Teklifim gerekçesiyle birlikte ekte sunulmuştur.
GEREKÇE
Silahlı Kuvvetlerimiz ülkemizin güvencesi, bizlerin gururudur. Cumhuriyetin kuruluş aşamasından tutunda bulunduğumuz coğrafyadaki tüm tehditlere karşı ve terörle mücadeleye kadar çok önemli görevler üstlenmiş bir yapı olan ordumuz ne kadar önemliyse, bunun arkasındaki tamamlayıcı unsur olan askeri hastaneler ve askeri doktorlarımızda bir o kadar önemlidir.
Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ülke, hiçbir devlet; ordusunu, askerî doktorundan ve askeri hastanesinden mahrum bırakmamıştır. 15 Temmuz hain Darbe Girişimi bahane edilerek ülkemiz, ordumuz ve Mehmetçiğimiz için hayati öneme sahip olan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi askeri hastaneler, askeri doktorlar ve sağlık personeli, Genel Kurmay Başkanlığından alınarak sivil yapı olan Sağlık Bakanlığına bağlanmıştır.
Bu atılan yanlış adım; ordumuz ve Mehmetçiğimiz için hayati öneme sahip olan askeri hastanelerimizi ve askeri doktorlarımızı baypas etmiştir. Ordu sağlık sistemi maalesef bozulmuştur. Kritik öneme sahip olan askeri hastanelerin Sağlık Bakanlığına devri stratejik olarak çok yanlış bir uygulamadır. Askeri hastanelerin kapatılması nedeniyle savaş cerrahisi uzmanlığındaki doktor sayısında büyük bir oranda azalma meydana gelmiştir. Doktor sayısı 347’ye düşmüştür. Savaş cerrahisi çok özel bir konudur. Bilinmektedir ki askeri tıp eğitimi ve uygulaması, normal tip eğitim uygulamasından farklılıklar taşımaktadır.
Ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde kahramanca görev yapan Mehmetçiğimizin yaralanması, acil ameliyat gereksinimi ve hayati tehlikeleri, olası bir savaş hali, tecrübeli tıp bilgisinin yanında askerlik bilgisi de gerektirmektedir.
Askeri doktor ile sivil doktorun yetiştirilmesi ve saha tecrübeleri çok aynıdır. Askeri doktor ve sağlık personeli, düzenli olarak terörle mücadele başta olmak üzere harp tıbbı üzerine eğitim almakta ve bunların tatbikatlarına katılmakta ve sahada bir fil bulunmaktadır.
Askerî doktorun görevini sivil doktora yaptırabileceğini sananlar büyük bir yanılgı içindedir. Askerî doktorluk, hele de savaş cerrahisi çok ayrıcalıklı bir meslektir. Sivil doktorların sahip olduğu tesisat, örgütlenme, eğitim ile askerî doktorların sahip oldukları birbirinden çok farklıdır. Sivil doktorları bugün, askerimizin yaşamakta olduğu çatışma alanlarına, cepheye gönderemezsiniz. Gönderseniz bile askeri doktordan aldığımız verimi sivil bir doktordan
alamazsınız.
Ama bunun aksine, askerî doktor sadece klasik tıp eğitimi alan bir insan değildir, tıp eğitiminin yanı sıra savaş koşullarındaki tıp eğitimi, askerî psikoloji, savaş psikolojisi ve askerî yönetim konularında da eğitim alarak donanımlı bir hâle gelmiştir.
Cephede ağır yaralanan askerler için dakikaların bile ne kadar önemli olduğu düşünüldüğünde, yaralıya kimin, nasıl ve hangi koşulda müdahale edeceğini, hasta naklinin nasıl yapılacağını, yolda olabilecek sıkıntılarda neler yapılabileceğini en iyi askerî doktorlar ve personel bilir. Askerî doktorlar, çatışmaya da savaş koşullarında, gerektiğinde silah kullanma ya da başka bir komutan yerine birlikleri komuta etme yeteneğine de sahiptirler.
Son dönemlerde sınır dışına yapılan operasyonlarda birçok şehidimiz olmakta. Bu askerlerimize tecrübeli askeri cerrahi doktorlarımızca müdahale olsaydı belki şehit sayımız daha az olurdu. Çatışma alanından gelmiş, yanmış, uzuv kaybı olmuş, ağır şekildeki Mehmetçiğimize normal uzman hekimlerimiz, yeni mezun olmuş, uzmanlığını eline almış, sınırdaki illere mecburi hizmete giden doktorlarımız gerekli müdahaleyi yapamayacağı aşikârdır. Yaralanan askerlerimizin belki de birçoğu tecrübeli askeri cerrahlarımızın ve askeri sağlık personelimizin basit ve kritik müdahaleleriyle kurtarılabilir.
Bu nedenledir ki; askerî tababet ve askerî uzmanlık bambaşka bir konudur. Askeri hastaneler ordu kadar önemli kurumlardır. Askerî hastanelerdeki eğitim ve askerî cerrahi çok önemlidir. Askeri hastaneler ve askeri tabiplik Mehmetçiğimizin güvencesidir, ordumuzun emniyet supabıdır!
Ülkemiz, ordumuz ve askerlerimiz için hayati öneme sahip olan Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi gibi askeri hastanelerin, askeri tıp akademisinin tekrardan açılarak askeri doktorlarımızın ve sağlık personellerimizin varlığının idame ettirilmesi ordumuz için hayati öneme sahiptir.
Bu stratejik öneme sahip hastaneler tekrardan Sağlık Bakanlığından alınarak Genel Kurmay Başkanlığına bağlanmalıdır.
Bu gerekçeler ışığında verdiğimiz yasa teklifiyle ilgili Milli Savunma Komisyonu ve TBMM’ye düşen görev ise; ordumuz ve Mehmetçiğimiz açısından hayati öneme sahip olan bu yasal düzenlemeyi bir an önce hayata geçirmek olmalıdır.